16 Ekim 2009 Cuma

Göçzede Çocuklar







Bunlar benim sergiden çektiğim resimlerden bazıları.Güzel bir proje için sanata verilen önemi de vurgulayan bu sergi gerçekten önemli.Sanatın ve sanatcının duyarlılığıyla umarım amacına ulaşır.
Göç mağduru çocukların daha iyi eğitim görmesi için Mimder'in İstanbul’da (Caddebostan Kültür Merkezi' nde ) açtığı sergi ile Silvan 100. yıl İlköğretimin okuluna ek iki derslik yapılacak.
Türkiye'nin kanayan yarası olan GÖÇ sorunuyla karşılaşan MimDer yeni bir proje başlattı. Rapora göre Kadıköy'ün en çok göç aldığı illerden biri olan Diyarbakır ili Silvan ilçesi pilot bölge seçildi. MimDer, Türkiye'nin kanayan yarası göçe çare olmak ve örneklik sergilemek için bu ilçede başlatılan GÖÇSEK(Göçe Sebep Kalmasın) projesinin alt projesi olan “Eğitime Destek Verelim” kapsamında yapılmakta olan okul yapımı için, Türkiye'nin önde gelen sanatçılarını MİZ Doğal Ürünleri'nin işbirlikçi katkılarıyla aynı sergide buluşturdu.



Devrim ERBİL, Mehmet GÜRELİ, Ekin ONAT, Tufan KARTAL, Selçuk FERGÖKÇE, Mehmet ÖZBİLİR, Seydi Murat KOÇ, Buket GÜRELİ gibi 100'ü aşkın sanatçının yer aldığı karma sergi Tamer Karadağlı ve Arzu Balkan tarafından açıldı. Türkiye'nin sanat hayatına yön veren ünlü isimler, eserleriyle bu kez yüzlerce çocuğun eğitim hayatına katkıda bulunacak.



“100 Sanatçı 100 Eser” adlı sergide, resim, heykel, fotoğraf ve enstelasyon sanatçılarının bağışladığı eserler satışa sunuluyor.



Kısa adı GÖÇSEK olan “Göçe Sebep Kalmasın Projesi” kapsamında düzenlenen sergide, satışa sunulan eserlerden elde edilecek gelir ile Diyarbakır ili Silvan ilçesinde 100.Yıl İlköğretim Okulu'nda yaptırılmakta olan iki ek derslik ve anasınıfından oluşan ek bina yapımına katkıda bulunulacak.

( Haber Diyarbakır)

CKM de açılan 100sanatcı 100 eser adlı sergi 17 ekime kadar açıkmış İstanbul daysanız kaçırmayın .

Edebiyat Şöleni Tadında Tiyatro

W.Shakespeare’den uyarlayarak Kemal Kocatürk yönettiği ‘’ Aşk sözleri’’ adlı oyunu izlemek gerçekten çok büyük keyifti. Deniz Çakır, Mihrace Yekenkülüğ, Eren Balkan, Ali İl, Erkan Pekbay ve Kemal Kocatürk ün oyunculukları inkar edilmeyecek kadar başarılıydı.Hatta hatta bundan önce izlediğim ,bazı benim diyen tiyatro oyuncularının vasatın altında oyunlarını ,şahsi kanaatimce sırf isimlerine sığınarak dolu salonlara izletmelerine şahit olan biri olarak böylesi içi dolu ,başarılı bir oyunu seyircinin baş tacı etmesi ve görmezden gelmemesi kanaatindeyim.Oyun süresince ,her bir cümlenin altı çizilesi ve düşünülesi olduğu kabul edilirse bir cümleyi özümsemeye fırsat bulamadan diğer cümleler akıp gidiyor ,böylece oyuna öyle bir kaptırıyorsunuz ki kendinizi oyun sonunda müthiş bir film izlemiş veya bir kitap okumuş gibi hissederek ayrılıyorsunuz.Kemal Kocatürk oyun süresince öyle farklı kimliklerde karşımıza çıkıyor ve her bir kimliğin resmini oyunculuk olarak bizlere öyle güzel çiziyor ki, tek kişide saklanmış bir bir ortaya çıkan değişik karakterler görüyorsunuz .Aslına bakarsanız,oyun boyunca ,Deniz Çakır (yaprak dökümü nün ferhunde si)Mihrace Yekenkülüğ,Eren Balkan ,Ali İl,Erkan Pekbayda da bu aynı özellik kendini gösteriyor. İnternette oyunun tanıtımı şu şekilde:

“Aşk sözleri”, binlerce yıldır insanoğlunun tartıştığı ve bir sonuca varamadığı “aşk” kavramını Shakespeare’in izinde yeniden tartışmaya açtı. “Aşk” kavramını, Shakespeare’in en tanınmış eserlerinden “Romeo-Juliet, Hırçın Kız, Othello, III.Richard, Kısasa kısas, Macbeth, Hamlet ve Bahar Noktası” üzerinden bir kez daha irdelemeyi seçerken şiirin, felsefenin, edebiyatın da yardımıyla “aşk”ı görünür kılmayı hedefledi. “Aşk” kavramının tartışmasında tarafsız kalınamayacağını, sizleri de bu tartışmanın içine çekerek ve de kıyasıya yapılan bu tartışmanın hakemi ve taraftarı olmanızı sağlayarak bunu yapacağından emin olunuz. Oyun bittikten sonra bile oyunu bitiremediğinizi göreceksiniz. Çünkü hiç değilse hayatınızda siz de bir kez olsun aşık oldunuz ya da olmayı denediniz veya olamadınız. Ama bu oyunla mutlaka taraf olacaksınız. Size bir küçük tavsiye: yanınızda mendil getirmeyi unutmayın. Trajedi sizi ağlatamadıysa oyunun komedisi bunu mutlaka başaracaktır.(Alıntı) ‘’

Bu açıklama az çok size oyunun başlığı hakkında bilgi verebilir ama izlemeden bu büyüyü hissedebileceğinizi sanmıyorum.) Bu güzel akşamı yaşayabilmeme sebep olan güzel Aslıhan’ cığımın sahnede ,gösteri süresince çellosuyla oyunu daha da renklendirdiğini söylemeden geçmek büyük bir eksiklik olur.Sanatın bu yönünün lezzetini de, sevdiğim bir arkadaşımın kızından yaşayabilmenin zevkini gelin siz düşünün. Bu kadarla da bitmiyor.Yıllardır sahnelerde ve televizyonlarda izleme olanağı bulduğum büyük tiyatro duayeni saydığım Göksel Kortay ile tanışabilme ve ayak üstü sohbet edebilme olanağı bulmanın şansına erişmek gecenin güzelliğine güzellik katan nedenlerden.Hele birde oyun içinde yer alan Can Yücel in şiiri,Kemal Kocatürk ün yorumuyla hala kulaklarımda:
gönlün ne kadar şık sen ondan haber ver?..
şöyle atıp koyu grileri-siyahları sabahtan,
sarı bir kaşkol atabiliyor musun boynuna,
ondan haber ver?
koyma bir kenara yüreğini,
aç kapılarını, gelene geçene yol verme girsin diye içeri
ama gömme başını toprağa bir çift güzel göz uğruna.
Bilirim yine yeşerecek bir çiçek bulursun bir dalda,
ama aklını kaybedecek bir aşk varsa avuçlarında, bırak aksın yollarına.
yağ geç, yık geç, kimse inanmazsa inanmasın.
sen inan yüreğine, hem ona geçmezse kime geçer sözün?.. büyü büyü...
bak ellerin ayakların kocaman. aklın da maaşallah yerinde,
e ne diye tutarsın yüreğini uçmasın diye.
akıllı ol, yüreğin gelir peşinden,
boşver yaşı başı, aşk var mı aşk,
sen ondan haber ver?
takılmışsın yüzündeki gözündeki çizgilere.
o çizgilerin yüreğine neler kazıdığını düşün,
atmak mı istiyorsun kendini bir dereye soğuk bir kış günü, öl gitsin...
parayı pulu savurup, bir balıkçı köyünde balık tutmak mıdır isteğin,
savrul gitsin...
Boş ver be yaşı başı, kim tutar seni kim, kendi yüreğinden başka kim?.
Aklını al da öyle git, ister bir duvara,
ister bir od aya, ister kıra bayıra vur da git.
Dert etme ellerini, onlar da gelir seninle bırakmadıkça birine.
O biri de gelir gerçekten istediğin oysa,
seveceksen ve öleceksen uğruna...
yaşa be, yaşa da öyle git, gireceksen toprağa...
yaş 70'e gelse bile, hayat daha bitmemiş.
sen mi biteceksin?
çekeceksen bile bayrağı,
yaşadım ulan dibine kadar diyemiycek misin?
Can Yücel