28 Şubat 2010 Pazar

Büyümek...


Ellerim küçücük,sığdıramıyorum avucumun içine biriktirdiğim çakıl taşlarını.Deniz kenarında yürüyorum.Ayaklarım da küçücük,kumlara büyük izler bırakamıyorum.Dalgalar çabuk siliyor,derin olmuyor ayak çukurlarım.Ama kalbimi o kadar büyük hissediyorum ki!Bütün hislerim kalbimi kaplıyor zannediyorum. Annem beni ne kadar seviyorsun diye sorduğunda:’Dünyalar kadar’ diyorum ,bir tek dünya yetmiyor çocuk kalbimin sevgisine.Gülünce gözlerim parlıyor,gerçekten gülüyorum.Başka hiçbir duygu karışmıyor gülmelerime.Mutluluk bu diyorum.Mutluluğu aramama gerek kalmıyor.Beni gülümseten o kadar çok şey buluyorum ki! Arkadaşımla sakarlıklarımıza,yüzümüzün kuma bulanmasına ,üzerimizin ıslanmasına bile gülüyorum.Hatta koca koca dalgaların gelip,minicik bedenimizi devirmesine kahkahalarla gülüyorum hem de.Ne saat kaçı vuruyor diye düşünüyorum ne de günler geçti gidiyor diye üzülüyorum.Her gün benim için özel aydınlanıyor zannediyorum.Güneş bizim oyunlarımıza katılıyor ,ay dede masallar anlatıyor diyorum.Kim ne derse inanıyorum.Devlerin yaşadığına,canavarların varlığına,kurbağaların prense dönüşebileceğine,pinokyonun canlı olduğuna ve burnunun yalandan uzayabileceğine de inanıyorum.Yalan söylersem benimde burnum uzar mı diye merak ediyorum.Ne zaman yalan söylesem aynanın karşısına geçip burnuma bakıyorum.Burnumun yerinde durduğunu görünce yalanımın zararsız olduğunu düşünüyorum.
Ama yalanlarım annem tarafından hemen fark edilince,bu sefer annemim doğa üstü güçleri olduğuna inanıyorum Her gizlimi biliyor diye annemi diğer insanlardan daha özel yaratılmış olarak görüyorum.Başkaları ne derse desin en son sözü annemden duyayım istiyorum.Bana kızdığında,bağırdığında onun melekler dünyasından kovulacağımdan korkuyorum.Korunaklarım,güvenliğim yerle bir olacak diye üzülüyorum.Sevinmelerimi ve üzülmelerimi onun iki dudağının arasına teslim ediyorum.Onu mutsuz görürsem,mutluluk hakkımdan vazgeçiyorum.Sevindiğinde’ tamam her şey yolunda..’ diyen bir çok ses duyuyorum bende seviniyorum.
Sonra büyüyorum,büyüyorum..Nasıl büyüdüğümü fark etmeden,çocukluğumla vedalaşamadan,ona sıkı sıkı sarılıp’ seni özleyeceğim’ diyemeden,özleyeceğimi bile bilemeden büyüyorum.Ellerime artık daha çok çakıl taşı sığdırabiliyorum.Kumlara bastığımda kocaman ve derin ayak izleri bırakabiliyorum.Ama duygular kalbimi,her yeri eskisi gibi kaplamıyor .O bedenimde küçük bir yerde durarak atmaya devam ediyor.Yine mutlu olduğum anlar oluyor,beni güldürecek nedenler buluyorum,seviyor,seviliyorum…Çocukluğumdaki gibi değil.O kadar tek başına değiller artık duygularım.Hepsi birden sığmaya başlıyor.Mutluyken mutsuzluklarımın hüznünü de içine sığdırıyorum.Severken,ayrılık acısını da harmanlıyorum.Öyle çok basit şeylere kahkahalarla gülemiyorum.Dalgalar çarpınca kaçak bir gülümseme beliriyor yüzümde,çocukluğumdaki gibi değil .Alışmışlıkla bakıyorum.Uyandığımda yeniden doğmuş gibi uyanmıyorum.Bir önceki günün yaşanmışlıklarıyla yeni güne merhaba diyorum.Saatler her yanımda tik tak sesleriyle beni takip ediyor. Zamanın hırsızlığından kaçamıyorum.Ben zamanı, zaman beni kovalıyor.Geçmişi ve geleceği düşünmeden bugünü yaşayamıyorum.İnsanlara öyle çabucak inanamıyorum.En kötüsü artık,annemle melekler şehrinde olamıyorum.Onun söylediklerine kanmayı istiyorum,yetinemiyorum.Artık sırlarımı annemden saklayabiliyorum…..
Sevil