20 Ocak 2010 Çarşamba

Halil Cibran


SEVİNÇ VE KEDERE DAİR
Sonra bir kadın dedi ki;Bize sevinçten ve kederden söz et.
Ve o yanıtladı:
Sevinciniz maskesinden sıyrılmış kederinizdir.
Şimdi kahkahalarınızın yükseldiği o kuyu ,çokça zaman gözyaşlarınızla dolmuştu.
Başka nasıl olabilir ki?
Kederin varlığınızda açtığı oyuk ne kadar derin olursa,taşıyabileceğiniz sevinç o kadar çok olur.
Şarabınızı koyduğunuz şu tas ,çömlekçinin fırınında kavrulup pişmedi mi?
Ruhunuzu yatıştıran şu lavta,bıçaklarla oyulmuş ağacın ta kendisi değil midir?
Sevinçliyken yüreğinizin derinliklerine bakın,sizi şimdi sevindirenin,sizi bir zamanlar üzenden başka bir şey olmadığını göreceksiniz.
Kederli olduğunuz zaman yine yüreğinize bakın aslında,bir zamanlar mutluluk kaynağınız olan için ağladığınızı göreceksiniz.
Kimileriniz,'Sevinç,kederden büyüktür 'derken,kimileriniz de 'Hayır büyük olan kederdir ' diyorlar.
Oysa ben size diyorum ki ,ikisi birbirinden ayrılmaz.
Sevinç ve keder birlikte gelir.biri sofranızda sizinle,birlikte otururken,diğerinin yatağınızda uyumakta olduğunu hiç unutmayın.
Gerçekte ,kederiniz ve sevinciniz arasında terazi gibi asılı duruyorsunuz.
Sadece kefeler boşken hareketsiz ve dengedesiniz.
Hazinedar altınlarınıve gümüşlerini tartmak için sizi kaldırdığında ,ya sevinciniz ağrı basar ya da kederiniz..
Halil Cibran (Ermiş)

Zeynep Sağdaş