15 Kasım 2009 Pazar

Özgür düşünce



Düşünce özgürlüğü öyle çok kullanılır oldu ki içeriği ve özü anlamını yitirecek kadar kanıksandı , içi boşaldı sanki.Böylelikle hayal kurma zenginliği de elinden alınan bir toplum olarak her birimiz birbirimizin aynı hareket eden ve düşünen insanlar haline dönüşmeye başladık.Hatta hatta çoğu zaman ,bir çok yerde okuduğumuz aynı tarz giyinen ,aynı çantayı kullanan,aynı model ayakkabıyı giyen,aynı şekilde saçlarını tarayan kişilerin oluşturduğu moda anlayışımız bile oluştu.Hayallerimiz ;Bizim yeni oluşumlarımız değil ,başkalarına benzeyebilmek adına elde edebileceğimiz nesnelere nasıl kavuşabileceğimizi düşündüğümüz maddi kaynaklar bulma çabası oldu .Bazen Anadolu yakasının varlıklı kesiminin yaşadığı Bağdat caddesine çıktığımda her bakımlı kadının koluna iliştirdiği marka çantanın sanki çok cüzi bir fiata elde edilmiş veya bir hayır kurumundan dağıtılmışçasına göze çarpması birbirine benzeme yolunda ne kadar yol kat ettiğimizin göstergesi gibi.Bunu bir çantayla sınırlamak imkansız .Yaşlı genç yine her hatunun ayağında görmemeniz imkansız ugg denilen o biçimsiz çizmelerin çokluğu da buna bir örnek olabilir.Fiyatları ne kadar yüksek olursa olsun eğer bir akım varsa o fiyatın ulaşılabilirliğinin hiçbir önemi kalmıyor.Dar kesimli ailelerin çocukları bile anne babalara neden ugg çizmelerinden almadığı konusunda hesap sorar hale geliyor.Özgün kaç kişi görebiliyoruz ? Hiç unutmam lise yıllarımda Fatinur adlı kız arkadaşım ( Kim bilir nerelerdeyse? Bu yazıma rastlama ihtimali olabilir mi bilmem) kendince oluşturduğu değişik giyim tarzıyla dikkatimi çeken ve hafızamda kalan biriydi.İtiraf ediyorum o zamanlar ki sıradanlık ve kuralcı düşünce anlayışımla oldukça rüküş bulurdum.Haksızlık ediyor muşum! Siyah okul jilesinin altına çok renkli alaca bulaca uzun çorapları görüp eleştiride bulunanlara ,kendisinin beğendiğini ve farklı olmayı sevdiğini izah etmeye çalışırdı.Hiç olmazsa şu günkü duruma göre oldukça cesur ve gerçekten kendine özgü düşünce yapısıyla ,farklı olmanın rahatsızlığını göze alacak kadar cesurdu.Giydiklerimizle bitse iyi bu sürü psikolojisi.Yediklerimizde olmuyor mu! Bir ara neden çokça suşi mevzusu olduğunu sanıyorsunuz.Eğer bizim hayranlık duyduğumuz birileri suşi güzel ve entelektüel bir anlayışın beğenisini kazanan beslenme şekli diyorsa, mideniz elvermese de nezih bir mekanda suşi yemeyi marifet sayarsınız.Ballandıra ballandıra da anlatır, tatmayana büyük bir kayıp duygusu verirsiniz.Hadi yemek ve giyim konusunda anladık ama bu kadar da olmaz dedirtecek kadar cerrahi müdahale ile birbirine benzeme çabasına ne demeli?Yüzleri aynı tornadan çıkmış saçları aynı renge boyanmış kadınları kim böyle güzel göründüğüne inandırabilir ki? Düşüncelerimiz aynı tornadan çıkmışçasına aynılaşırsa görüntümüzün farklı kalması imkansız.Çocuklarımızı yetiştirirken o aynısallığın içine taşımaya çalışarak yaptığımız eleştirilerin her biri ,hayal gücünün sınırlarını budayan bir keski gibi.Bu videoyu izlediğimde , Atatürk’ün :Fikri hür vicdanı hür ve irfanı hür nesiller yetiştirmemizi önermede ki haklılığını bir kez daha anlıyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder